28 Kasım 2008 Cuma

‘ATATÜRK PULU KALMADI’

Geçenlerde bir dernek toplantısında karşılaştığım bir abimiz, PTT’ye mektup atmaya gittiğinde, özellikle Atatürk Pulu istediğini ve olmadığını da öğrenince çok üzüldüğünü anlattı.
Olay ilgimi çekti. Bir gün, önünden geçmekte olduğum sırada bir PTT Merkezi’ne girdim ve Atatürk Pulu sordum. Cevap, ‘Kalmadı Efendim’ şeklindeydi. Ne zaman bittiğini ve yakınlarda gelir mi diye sorduğumda; ‘Uzun zamandır yok. Ne zaman gelir onu da bilemiyorum’ diye söyledi görevli memur.
Konu gittikçe daha da ilginçleşiyordu. Ne zaman bir PTT’nin önünden geçsem; üşenmiyor ve içeri girip, ‘Atatürk Pulu var mı?’ diye soruyorum. Aldığım cevaplar aşağı yukarı aynı, ‘Kalmadı Efendim’. Birkaç arkadaşıma rica ettim. Onlar da Atatürk Pulu sormaya başladılar. Gelen cevaplar, bana verilenlerle aynıydı.
PTT’nin bazı görevlilerinin, ‘Resmi Pul isterseniz var efendim’ diye cevap verdiğine şahit oldum. Arkadaşlarıma da böyle cevaplar verildiği olmuş. Ancak, takdir edersiniz ki; arkadaşınıza göndereceğiniz mektubunuza Resmi Pul yapıştıramazsınız.
Değerli Dostlar,
Sizlerden de rica edeyim. Herhangi bir PTT’nin önünden geçerken, içeriye girip, ‘Atatürk Pulu var mı?’ diye soruverin lütfen. Bakalım sizler ne cevap alacaksınız.
Bugüne kadar benim ve bazı dostlarımın yaptığı küçük çalışmalarla ciddi sayıda PTT’ye ulaşıldı. Cevapların hemen tamamı aynı. Umarım, sizlerin yapacağı araştırmalardan farklı cevaplar gelir de; yüreğimize biraz su serpilir. Ümidim yok ya…!
Sonuç hakkında birbirimizi bilgilendirebilirsek; isabetli olur. Hatta, araştırma sonuçlarını paylaşmak da oldukça yararlı olabilir.
* * *
Olay; AKP ve Zihniyeti kadrolaşmasının tipik bir uygulamasıdır. Bugüne kadar böyle bir gariplik duymamıştım. Ancak, vatandaşlarımızı yanıltan husus; zamanla hükümetin, muhalefetten bile daha Atatürkçü söylemlerde bulunmasıdır.
O halde bir bakalım neler oluyor?
AKP ve Zihniyeti hükümeti, konu Atatürkçü söylemler olduğunda; mangalda kül bırakmıyor ve esip, gürlüyor. Öte yandan, Atatürk ve O’na ait değerlerin, bir şekilde yok edilmesi, küçük düşürülmek istenmesi konusunda kılını kıpırdatmıyor. Hele, Atatürk İlke ve Devrimleri hakkında yalan yanlış bilgilerin yayılması, son olarak da ‘Mustafa’ gibi, gerçekle uzaktan yakından ilgisi bulunmayan bir filmin yapılması hakkında hiç ses çıkarmıyor. Olanlar karşısında duyarsızlar ve en küçük bir tepki dahi vermiyorlar.
PTT Genel Müdürlüğü, bazı özel kurye ve mektup taşıyıcısı şirketleri saymazsak; posta konusunda tekel durumunda olan bir kamu kuruluşudur. Başında, mevcut siyasi iradenin atadığı bir Genel Müdür var. Bu muhterem, zamanla televizyon kanallarına çıkıp, hizmetlerini öve öve bitiremiyor.
İyi hoş da sayın Genel Müdür; adama, ‘PTT’lerde neden Atatürk Pulu bulunmuyor?’ diye sormazlar mı?. Buna ne söyleyeceksiniz? ‘Hadise münferittir. Gerçekte böyle bir husus yoktur’ diye geçiştirecek misiniz?
Böyle bir açıklama gelirse; siz de şunu bilin ki; bu palavraları yutmuyoruz!

* * *
Olup bitenlerin elbet bir açıklaması var.
Bugüne değin sıkça söylediğim gibi; Atatürk İlke ve Devrimleri ile Laik Cumhuriyet’in Temel Değerleri ve bugüne değin elde edilmiş Kazanımları hakkında gençlere doğru bilgi aktarılmaması için önemli gayretler gösteriliyor. Tarihini bilmeyenler işin başına geçirilip, yalan yanlış bilgiler öylesine servis ediliyor ki; duyunca kulaklarınıza inanamıyorsunuz. Amaçları, gençlerimizde Atatürkçü Görüş oluşmasını önlemek ve Atatürk Milliyetçiliği’ni yok edebilmektir.
Görüldüğü kadarıyla; Emperyalist güçlerin Türkiye için fazla bir şey yapmasına gerek yok. Çünkü, bizdekiler yapılacak olanı yeterince ve de fazlasıyla yapıyor.
O kadar çok örnek verilebilir ki; hangisini sayayım. Hepiniz çevrenize baktığınızda onlarca, yüzlerce örneği görebilme imkanına sahipsiniz.
PTT’lerde Atatürk Pulu olmaması, onca örneğin sadece bir tanesidir.
Bu yazım birilerinin eline geçtiğinde, belki hemen PTT Merkez ve Şubelerine, hatta acentelerine kadar Atatürk Pulu dağıtma vb gibi gayretlere girişilecektir. Ama bu onların içindeki karartıyı beyazlatmaz. Olay unutulmaya başlayınca; yapacaklarını yine yaparlar.
Ancak, burada görev biz Atatürk Gençliği’ne düşüyor.
Atatürk İlke ve Devrimleri’ne sıkıca sarılıp, Laik Cumhuriyet’in Temel Değerleri’ni sonsuza değin, inatla ve ısrarla korumayı göze almalıyız.
Bu konuda; Atatürkçü Düşünce rehberimizdir, ışığımızdır.
CENGİZ ÖNAL
http://www.cengizonal.blogspot.com/

Hiç yorum yok: