ÇANAKKALE RUHU
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında çok önemli bir yere sahip olan Çanakkale Savaşları, bir çok dünya devletleri için de oldukça önemlidir.
Çanakkale Savaşları’nda, Mehmetçiğin olağanüstü çaba ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bugünkü yapısının çekirdeğini oluşturan komutanların ise büyük bir sabır göstererek ulaştıkları Zafer’in altında yatan en önemli gerçek ÇANAKKALE RUHU’dur. Bu nitelik ve özellik, dünyanın başka hiçbir milletinde görülmemektedir.
Çanakkale hakkında bugüne değin, gerek içeride, gerekse dışarıda bir çok eserler yazılmış ve bir o kadar konuşmalar yapılmıştır. Ancak, Türk Ulusu için Çanakkale Savaşları’nın anlamının ne olduğunu ifade etmek istediğimizde; şu önemli satırbaşlarını karşımızda buluruz:
Çanakkale; Osmanlı’nın son döneminde, Anadolu topraklarına sahip olabilmek için; her türlü insanlık dışı faaliyette bulunan, gözünü hırs bürümüş emperyalist güçlere, Anadolu Aslanları olarak nitelendirilebilecek Mehmetçiğin indirdiği bir tokattır.
Çanakkale; Anadolu’nun, yeniden dirilişinin bir destanıdır.
Çanakkale; Türk Ulusu’nun, insani vasıflarını yitirmiş hain ve gözü dönmüş canilere karşı bir haykırışıdır.
Çanakkale; Şehitlerin el, kol ve bacak gibi uzuvlarının, her top mermisinin toprağa düşüşünde, toprak yığınıyla birlikte havada uçuştuğu, derelerin adeta kan olup aktığı, toprağın şehit kanıyla ıslandığı, acının ve onurun, vatan ve millet sevgisinin, iman ve inancın, tarihin altın sayfalarına şehitlerin kanıyla yazıldığı, bugünkü ve gelecek nesillerimizin onur duyacakları bir yerdir.
Çanakkale; Henüz açmış çiçek misali gencecik ve çocuk denebilecek yaştaki Mehmetçiklerin, VATANI’nı, İNANCI’nı ve NAMUSU’nu koruma kararlılığını kanlarıyla tarihe yazdıkları bir şeref meydanıdır.
Çanakkale; Bir Ulus’un, Dik ve Onurlu Duruşu’nun, nasıl olması gerektiğini, tarihin şehadetiyle bütün dünyaya gösteren kahraman askerlerimizin yüreklerinin, tek bir yürek olarak attığı alandır.
Çanakkale; İnsani Değerlerin ve dolaysıyla Medeniyetin, dünya milletlerine sanki bir ders gibi anlatıldığı, belletildiği ve öğretildiği bir mekandır.
Çanakkale; Vatanımızı, güle oynaya işgale gelen emperyalist ülke askerlerinin, Anadolu Aslanları’ndan derslerini aldıktan sonra, utanç ve ezikliklerinden dolayı başlarını yukarıya kaldıramadan, arkalarına bile bakamadan çekilip gittikleri ve emperyalizmin, Anadolu üzerindeki kirli emellerine ulaşmalarının ilk denemesinin engellendiği çok önemli bir Vatan toprağıdır.
Çanakkale; Bugünkü Ordumuzun, adeta çekirdeği olarak kabul edilebilecek askerlerimiz ve birliklerinin, o dönemin bir kısım Ordu Komutanlıkları’nın Alman subaylara teslim edilmiş olmasına, bununla birlikte de; emperyalist gücün ordusu karşısında silah, teçhizat ve mühimmatının yetersizliğine karşın; Vatanı ve Ulusu’nun Tam Bağımsızlığı söz konusu olduğunda, neler yapabildiklerinin bir göstergesi ve kanıtı, bundan sonra da neler yapabileceklerinin bir işaretidir.
Çanakkale; Dünyadaki bütün mazlum milletlere, Tam Bağımsızlığı kazanmanın nasıl sağlanabileceğinin anlatıldığı bir ulvi mücadelenin adı ve destansı anlatımıdır.
Çanakkale; Türkiye Cumhuriyeti’ne doğru gidilirken, Mustafa Kemal ile Silah ve Dava Arkadaşları’nın, Mehmetçikle birlikte yazıp, birlikte söyledikleri; Bir Şiirdir! Bir Türküdür! Bir Destandır! Milli Mücadele’nin ve dolaysıyla Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin Önsözüdür.
Çanakkale; Anadolu’nun düzenli ordu kurulmasından önceki silahlı gücü olan Kuvay-i Milliye Ruhu’nun temelinin atıldığı yerdir.
Çanakkale; Ulusumuzun yüreğinden kopan ve duygularını oldukça temiz, açık ve net bir dille anlatan Türkülerde ve Ulusal Şairimiz Mehmet Akif’in Ulusal Marşımızdaki dizelerinde, bizden önce olduğu gibi, bizden sonra da kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılacak bir ruhun, bugünkü anlatımıyla ÇANAKKALE RUHU’nun çelikleşmiş bir göstergesidir.
Çanakkale; Mehmetçiğin, tırnaklarını bir aslan pençesi misali geçirdiği Vatan topraklarını korumaya çalıştığı, ancak emperyalist orduları oluşturan İngiliz, Fransız, Senegalli, Hintli Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerlerden oluşan düşman güçlerin ise ele geçirmek amacıyla, amansızca ve acımasızca saldırdıkları Anadolu Toprağı’dır.
Çanakkale; Emperyalist ordunun bir kısım askerlerinin, dedelerimizle gırtlak gırtlağa savaştığı ve öldükten sonra da, şehit Mehmetçiklerle beraber koyun koyuna yattığı, sıcacık, samimi ve sevecen bir Vatan parçasıdır.
Çanakkale; Mustafa Kemal’in, bugün bir deha ürünü olarak adlandırdığımız askeri stratejisini dünyanın bilmesine ve dolaysıyla öğrenmesine neden olduğu ve bu stratejinin doğru uygulanması durumunda; Türk Ulusu’nun Tam Bağımsızlığa nasıl ulaştığının dillendirildiği, Vatan toprağına kazındığı bir alandır.
Çanakkale; Mustafa Kemal’in, ATATÜRK olmasına zemin hazırlayan ve O’nu bütün dünyanın tanımasına ve bir Ulus’u Tam Bağımsızlığa taşıyan başarıları neticesinde önünde saygı ile eğilmesine sebep teşkil eden bir Tam Bağımsızlık Mücadelesi’nin başlangıcı ve Türk Ulusu’nun Onur Savaşı’dır.
Çanakkale; Balkan Harbi’nde maneviyatı çökmüş olan Ordunun, yeniden öz güvenini elde etmesine, yetiştirdiği ve büyük deneyimler edinmesine neden olduğu Subay ve Erleri’nin beş yıl sonraki Ulusal Kurtuluş Savaşı öncesi adeta bir tatbikat yapmasına ve ardından da Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı kazanıp, Türk Ulusu’nu Zafer’le taçlandırmasına temel oluşturan tarihi bir gerçektir.
Çanakkale; Türk Ulusu’nu, TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ni kurmaya doğru götüren ve dünyada hiçbir milletin, bir daha sahip olamayacağı, bir Onur’dur…
Ancak, bu nitelemelere karşın bir kısım yazarların, maksatlı olarak yalana ve hurafelere bulaştırılmış uyduruk tarih kitaplarıyla çocuklarımız ve gençlerimizin beyinlerinin bulandırılmak istenmesi dikkatlerden kaçmıyor. Amaçları, Mustafa Kemal ve O’na ait değerleri, işbirliği yaptıklarıyla beraber, yok etmektir. Mustafa Kemal Atatürk’ün genç beyinlerde yer etmesini engellemektir.
Asla başaramayacaklar!
CENGİZ ÖNAL
Cumhuriyet Neferi
onalcengiz@gmail.com
Çanakkale Savaşları’nda, Mehmetçiğin olağanüstü çaba ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bugünkü yapısının çekirdeğini oluşturan komutanların ise büyük bir sabır göstererek ulaştıkları Zafer’in altında yatan en önemli gerçek ÇANAKKALE RUHU’dur. Bu nitelik ve özellik, dünyanın başka hiçbir milletinde görülmemektedir.
Çanakkale hakkında bugüne değin, gerek içeride, gerekse dışarıda bir çok eserler yazılmış ve bir o kadar konuşmalar yapılmıştır. Ancak, Türk Ulusu için Çanakkale Savaşları’nın anlamının ne olduğunu ifade etmek istediğimizde; şu önemli satırbaşlarını karşımızda buluruz:
Çanakkale; Osmanlı’nın son döneminde, Anadolu topraklarına sahip olabilmek için; her türlü insanlık dışı faaliyette bulunan, gözünü hırs bürümüş emperyalist güçlere, Anadolu Aslanları olarak nitelendirilebilecek Mehmetçiğin indirdiği bir tokattır.
Çanakkale; Anadolu’nun, yeniden dirilişinin bir destanıdır.
Çanakkale; Türk Ulusu’nun, insani vasıflarını yitirmiş hain ve gözü dönmüş canilere karşı bir haykırışıdır.
Çanakkale; Şehitlerin el, kol ve bacak gibi uzuvlarının, her top mermisinin toprağa düşüşünde, toprak yığınıyla birlikte havada uçuştuğu, derelerin adeta kan olup aktığı, toprağın şehit kanıyla ıslandığı, acının ve onurun, vatan ve millet sevgisinin, iman ve inancın, tarihin altın sayfalarına şehitlerin kanıyla yazıldığı, bugünkü ve gelecek nesillerimizin onur duyacakları bir yerdir.
Çanakkale; Henüz açmış çiçek misali gencecik ve çocuk denebilecek yaştaki Mehmetçiklerin, VATANI’nı, İNANCI’nı ve NAMUSU’nu koruma kararlılığını kanlarıyla tarihe yazdıkları bir şeref meydanıdır.
Çanakkale; Bir Ulus’un, Dik ve Onurlu Duruşu’nun, nasıl olması gerektiğini, tarihin şehadetiyle bütün dünyaya gösteren kahraman askerlerimizin yüreklerinin, tek bir yürek olarak attığı alandır.
Çanakkale; İnsani Değerlerin ve dolaysıyla Medeniyetin, dünya milletlerine sanki bir ders gibi anlatıldığı, belletildiği ve öğretildiği bir mekandır.
Çanakkale; Vatanımızı, güle oynaya işgale gelen emperyalist ülke askerlerinin, Anadolu Aslanları’ndan derslerini aldıktan sonra, utanç ve ezikliklerinden dolayı başlarını yukarıya kaldıramadan, arkalarına bile bakamadan çekilip gittikleri ve emperyalizmin, Anadolu üzerindeki kirli emellerine ulaşmalarının ilk denemesinin engellendiği çok önemli bir Vatan toprağıdır.
Çanakkale; Bugünkü Ordumuzun, adeta çekirdeği olarak kabul edilebilecek askerlerimiz ve birliklerinin, o dönemin bir kısım Ordu Komutanlıkları’nın Alman subaylara teslim edilmiş olmasına, bununla birlikte de; emperyalist gücün ordusu karşısında silah, teçhizat ve mühimmatının yetersizliğine karşın; Vatanı ve Ulusu’nun Tam Bağımsızlığı söz konusu olduğunda, neler yapabildiklerinin bir göstergesi ve kanıtı, bundan sonra da neler yapabileceklerinin bir işaretidir.
Çanakkale; Dünyadaki bütün mazlum milletlere, Tam Bağımsızlığı kazanmanın nasıl sağlanabileceğinin anlatıldığı bir ulvi mücadelenin adı ve destansı anlatımıdır.
Çanakkale; Türkiye Cumhuriyeti’ne doğru gidilirken, Mustafa Kemal ile Silah ve Dava Arkadaşları’nın, Mehmetçikle birlikte yazıp, birlikte söyledikleri; Bir Şiirdir! Bir Türküdür! Bir Destandır! Milli Mücadele’nin ve dolaysıyla Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin Önsözüdür.
Çanakkale; Anadolu’nun düzenli ordu kurulmasından önceki silahlı gücü olan Kuvay-i Milliye Ruhu’nun temelinin atıldığı yerdir.
Çanakkale; Ulusumuzun yüreğinden kopan ve duygularını oldukça temiz, açık ve net bir dille anlatan Türkülerde ve Ulusal Şairimiz Mehmet Akif’in Ulusal Marşımızdaki dizelerinde, bizden önce olduğu gibi, bizden sonra da kuşaktan kuşağa aktarılarak yaşatılacak bir ruhun, bugünkü anlatımıyla ÇANAKKALE RUHU’nun çelikleşmiş bir göstergesidir.
Çanakkale; Mehmetçiğin, tırnaklarını bir aslan pençesi misali geçirdiği Vatan topraklarını korumaya çalıştığı, ancak emperyalist orduları oluşturan İngiliz, Fransız, Senegalli, Hintli Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerlerden oluşan düşman güçlerin ise ele geçirmek amacıyla, amansızca ve acımasızca saldırdıkları Anadolu Toprağı’dır.
Çanakkale; Emperyalist ordunun bir kısım askerlerinin, dedelerimizle gırtlak gırtlağa savaştığı ve öldükten sonra da, şehit Mehmetçiklerle beraber koyun koyuna yattığı, sıcacık, samimi ve sevecen bir Vatan parçasıdır.
Çanakkale; Mustafa Kemal’in, bugün bir deha ürünü olarak adlandırdığımız askeri stratejisini dünyanın bilmesine ve dolaysıyla öğrenmesine neden olduğu ve bu stratejinin doğru uygulanması durumunda; Türk Ulusu’nun Tam Bağımsızlığa nasıl ulaştığının dillendirildiği, Vatan toprağına kazındığı bir alandır.
Çanakkale; Mustafa Kemal’in, ATATÜRK olmasına zemin hazırlayan ve O’nu bütün dünyanın tanımasına ve bir Ulus’u Tam Bağımsızlığa taşıyan başarıları neticesinde önünde saygı ile eğilmesine sebep teşkil eden bir Tam Bağımsızlık Mücadelesi’nin başlangıcı ve Türk Ulusu’nun Onur Savaşı’dır.
Çanakkale; Balkan Harbi’nde maneviyatı çökmüş olan Ordunun, yeniden öz güvenini elde etmesine, yetiştirdiği ve büyük deneyimler edinmesine neden olduğu Subay ve Erleri’nin beş yıl sonraki Ulusal Kurtuluş Savaşı öncesi adeta bir tatbikat yapmasına ve ardından da Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı kazanıp, Türk Ulusu’nu Zafer’le taçlandırmasına temel oluşturan tarihi bir gerçektir.
Çanakkale; Türk Ulusu’nu, TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ni kurmaya doğru götüren ve dünyada hiçbir milletin, bir daha sahip olamayacağı, bir Onur’dur…
Ancak, bu nitelemelere karşın bir kısım yazarların, maksatlı olarak yalana ve hurafelere bulaştırılmış uyduruk tarih kitaplarıyla çocuklarımız ve gençlerimizin beyinlerinin bulandırılmak istenmesi dikkatlerden kaçmıyor. Amaçları, Mustafa Kemal ve O’na ait değerleri, işbirliği yaptıklarıyla beraber, yok etmektir. Mustafa Kemal Atatürk’ün genç beyinlerde yer etmesini engellemektir.
Asla başaramayacaklar!
CENGİZ ÖNAL
Cumhuriyet Neferi
onalcengiz@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder